Washington, Tony Blair’in Gazze için önerilen geçici yönetimin başına geçmesini destekliyor

Amerika Birleşik Devletleri, Gazze’nin savaş sonrası yeniden inşası ve siyasi geçiş sürecini yönetmek üzere oluşturulması planlanan uluslararası geçici otoriteye eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in liderlik etmesini destekliyor.

Plan, Gazze’de uzun süredir devam eden yıkımın ardından, bölgede istikrarı sağlamak, temel hizmetleri yeniden kurmak ve gelecekte Filistin Yönetimi’ne devredilecek sivil bir idare oluşturmak amacıyla hazırlandı.

Yeni yapının adı: Gazze Uluslararası Geçici Otoritesi

Taslağa göre yeni yapının adı Gazze Uluslararası Geçici Otoritesi (GITA) olacak. Bu otorite, Gazze’de en yüksek yürütme yetkisine sahip olacak, geçici bir süre boyunca hem siyasi hem de idari yönetimi üstlenecek.

GITA’nın, 7 ila 10 üyeden oluşan bir konsey tarafından yönetilmesi öngörülüyor. Bu konsey, yürütme organlarını atama, yasama kararları alma ve bölgesel stratejileri belirleme yetkisine sahip olacak. Tony Blair, bu konseyin başkanı olarak hem diplomatik temasları yönetecek hem de uluslararası aktörlerle koordinasyonu sağlayacak.

Uygulama süreci ve geçiş planı

Geçici yönetimin, ilk etapta Mısır sınırındaki el-Arish bölgesinden faaliyet göstermesi planlanıyor. Bu bölgede oluşturulacak idari merkez, Gazze’deki güvenlik koşulları uygun hâle geldikçe kademeli olarak Gazze içine taşınacak.

Planın ilerleyen aşamalarında, Gazze’ye uluslararası toplumun onayladığı bir çok uluslu güvenlik gücü girmesi öngörülüyor. Bu gücün, hem yeniden inşa sürecinin güvenliğini sağlamak hem de yerel yönetimin istikrarını korumak gibi görevleri olacak.

Bu geçici otoritenin görev süresinin birkaç yılı bulabileceği, ancak koşulların elverişli hâle gelmesi durumunda sürecin hızlandırılabileceği ifade ediliyor. Nihai hedefin, Gazze’nin yönetiminin yeniden Filistin Yönetimi’ne devredilmesiolduğu vurgulanıyor.

Blair’in rolü ve tartışmalar

Tony Blair’in bu süreçte önerilen lider olarak öne çıkması, hem diplomatik tecrübesi hem de geçmişteki bölgesel deneyimleri nedeniyle dikkat çekiyor. Blair, 2007-2015 yılları arasında Ortadoğu Dörtlüsü’nün özel temsilcisi olarak görev yapmış, Filistin ekonomisinin canlandırılması ve güvenlik reformları alanında çeşitli girişimlerde bulunmuştu.

Ancak bazı çevreler, Blair’in Irak Savaşı’ndaki rolü nedeniyle bölgede güvenilirlik sorunu yaşayabileceğini belirtiyor. Eleştirmenler, bölgedeki halkın ve siyasi aktörlerin Blair’e temkinli yaklaşabileceğini, bu nedenle atamanın sahada meşruiyet kazanmasının zaman alabileceğini dile getiriyor.

Filistin yönetimi ve bölgesel aktörler

Plan, başlangıç aşamasında Filistin Yönetimi’nin doğrudan yönetimde yer almasını öngörmüyor. Ancak ilerleyen süreçte Filistin Yönetimi ile yakın iş birliği hedefleniyor. Uzun vadede, GITA’nın görev süresinin tamamlanmasının ardından Gazze’nin yeniden Filistin Yönetimi’nin kontrolüne geçmesi planlanıyor.

Ayrıca Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi bölgesel aktörlerin de sürece diplomatik veya mali destek sağlaması bekleniyor. Bu ülkelerin katkısı, hem uluslararası meşruiyetin hem de ekonomik yeniden yapılanmanın sağlanmasında kritik görülüyor.

Planın başarıya ulaşması, yalnızca Washington’un desteğine değil, aynı zamanda Avrupa ülkeleri, Arap dünyası ve Birleşmiş Milletler’in aktif katılımına da bağlı. GITA’nın oluşum sürecinin, BM gözetiminde çok taraflı bir mutabakatla yürütülmesi hedefleniyor.

Yetkililer, bu geçici yönetimin askeri bir işgal gücü olmayacağını, esas amacının Gazze’de sivil idarenin ve kamu hizmetlerinin yeniden inşası olduğunu vurguluyor. Eğitim, sağlık, su ve enerji altyapısının yeniden kurulması, ilk aşamada öncelikli hedefler arasında yer alacak.

Washington’un desteklediği bu plan, savaşın ardından Gazze’nin geleceği konusunda bugüne kadar ortaya konulan en somut geçiş modeli olarak değerlendiriliyor. Ancak hem sahadaki güvenlik koşulları hem de taraflar arasındaki siyasi güvensizlikler nedeniyle uygulamanın zorlu olabileceği ifade ediliyor.

Buna rağmen, uluslararası çevrelerde bu adım, Gazze’de siyasi boşluğun doldurulması ve kalıcı bir çözüm zemininin oluşturulması yönünde önemli bir başlangıç olarak görülüyor.

Önceki
Önceki

Tatar, pek çok yasa dışı faaliyetten aranan Felek’in yakalandığını duyurdu

Sonraki
Sonraki

Erdoğan: “Akdeniz'deki kaynaklardan payımıza düşeni alır, kazan kazan ilkesiyle de komşularımızla birlikte iş yaparız”