Kuzeyin kuşu güneye indi: Kıbrıs’ta ilk kez Deniz Papağanı görüldü!

21 Temmuz 2025 tarihinde, Kıbrıs’ın kuzey kıyılarında alışılmadık bir tür tespit edildi: Fratercula arctica, yani yaygın adıyla deniz papağanı. Gürdal Giritli tarafından yorgun ve bitkin halde bulunan deniz papağanı, kısa süre içinde yaşamını yitirse de türün adadaki ilk varlığı resmi olarak kayıt altına alındı. Yaban Hayatı Destek hattı ile iletişime geçen doğa fotoğrafçısı Hüseyin Yorgancı, Kıbrıs Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü tarafından teslim alınana dek kuşun güvenliğini sağladı.

Fratercula arctica, Kuzey Atlantik ekosistemine özgü, pelajik yaşam süren bir alk türüdür. Üreme dönemlerinde Britanya Adaları, Norveç kıyıları, İzlanda ve Kanada gibi soğuk-ılıman bölgelerde koloniler kurar. Tüm yılın büyük bölümünü açık denizlerde geçirir. Akdeniz havzasında gözlemleri son derece nadirdir; bu nedenle Kıbrıs’ta kaydedilen birey türün biyocoğrafyası açısından istisnai bir örnek teşkil etmektedir.

İlk değerlendirmelere göre söz konusu birey genç (juvenil) ve ileri derecede zayıflamış durumdaydı. Morfometrik ölçümleri alınan birey üzerinde, ölüm nedenini kesinleştirmek amacıyla nekropsi yapılması planlanmaktadır.

Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından “Hassas” (Vulnerable) statüsünde sınıflandırılan Fratercula arctica popülasyonları; denizel gıda zincirindeki bozulma, iklim değişikliği, balıkçılık faaliyetleri ve üreme habitatlarının kaybı gibi nedenlerle tehdit altındadır. Özellikle yavru bireylerin doğal menzilleri dışına sapması, hayatta kalma oranlarının düşüklüğüyle ilişkilidir.

Bu gözlem, türün Kıbrıs adasındaki ilk kaydı olma özelliği taşıyor. Akdeniz havzasında bugüne dek yalnızca birkaç doğrulanmış gözlem mevcuttur: Daha önce türün en doğuda görüldüğü nokta 1984 yılında Sicilya olmuş, 2018’de İsrail kıyılarında tek bir birey tespit edilmişti. Kıbrıs’taki bu gözlem, türün dağılım haritasında yeni ve önemli bir veri noktasıdır.

Bu nadir kayıt, deniz kuşlarının göç yolları ve ekolojik tolerans aralıkları üzerine çalışan araştırmacılar için önemli bir bulgu niteliğindedir. Enstitü yetkilileri, bu tür münferit olayların iklimsel anomali ya da yön kaybına bağlı olabileceğini belirtmekle birlikte, uzun vadeli gözlem ve kayıtların ekosistem değişikliklerinin izlenmesi açısından kritik olduğunu vurgulamaktadır.

Önceki
Önceki

Dövizde son durum…

Sonraki
Sonraki

Gazete Manşetleri - 22 Temmuz 2025