Sağlıkta büyük fırtına: Küresel finansman krizi kapıda!

Küresel sağlık sistemleri, yeni bir türbülansın eşiğinde.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Cenevre’den yaptığı son açıklama, dünya genelinde sağlık hizmetlerinin geleceğini tehdit eden sert bir gerçeği ortaya koyuyor: Dış kaynaklı sağlık fonları, 2023’e kıyasla yüzde kırka varan oranda azalıyor.

Bu kesintiler, sadece ekonomik bir veri değil; hayatla doğrudan temas eden bir kırılma.
Doğum kliniklerinde azalan personel, durdurulan aşılama kampanyaları, zayıflayan salgın gözetim ağları…
Birleşmiş veriler, 108 ülkede anne-bebek sağlığı ve bağışıklama hizmetlerinin bazı bölgelerde yüzde yetmişe kadar gerilediğini gösteriyor. Elli ülkede binlerce sağlık çalışanı işini kaybetmiş, eğitim programları durmuş durumda.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, bu tabloyu “bir kayıp ve yeniden doğuş dönemi” olarak tanımlıyor.
Ona göre bu kriz, aynı zamanda bir fırsat: dış yardıma bağımlı sistemlerden, kendi kaynaklarını üreten sürdürülebilir yapılara geçişin başlangıcı olabilir.

Yeni yayımlanan “Sağlık Finansmanı Acil Durumuna Yanıt” adlı rehber, ülkelerin hem kısa vadeli kriz yönetimi hem de uzun vadeli dönüşüm için izlemesi gereken yolu gösteriyor.
Rehberin en çarpıcı mesajı şu: Sağlık bir maliyet değil, varoluşun teminatıdır.

Ülkeler, en zorlu ekonomik dönemlerde bile sağlık bütçelerini korumalı; en yoksul kesimlerin hizmete erişimini güvence altına almalı; israfı azaltan, verimliliği artıran akıllı sistemlere yönelmelidir.
Bir başka deyişle: daha az kaynakla daha çok hayat korunabilir.

Bazı ülkeler bu dönüşümü çoktan başlattı.
Nijerya, sağlık bütçesini 200 milyon dolar artırarak aşılama ve salgın yanıt kapasitesini güçlendirdi.
Gana, ulusal sağlık sigortası için uygulanan vergi tavanını kaldırdı; bütçesi bir yılda yüzde altmış büyüdü.
Uganda, tüm sağlık hizmetlerini tek çatı altında toplayarak daha bütüncül bir sistem kurmayı hedefliyor.

Her örnek aynı yönü işaret ediyor: Yardıma bağımlı değil, kendi ayakları üzerinde duran sağlık sistemleri.

Bugün yaşananlar sadece gelişmekte olan ülkelerin sorunu değil.
Küresel ölçekte artan borç yükü, ekonomik belirsizlikler ve sağlık harcamalarındaki dengesizlikler her ülkeye aynı soruyu yöneltiyor:
Sağlığı ne kadar öncelik yapıyoruz?

Belki de asıl değişim, rakamlarda değil, bakış açısında başlamalı.
Sağlık, bir bütçe kalemi değil; bir toplumun geleceğe tutunma biçimidir.

Önceki
Önceki

NASA: Bir yıldız halkasında oluşan bebek gezegen ilk kez fotoğraflandı

Sonraki
Sonraki

Gazete Manşetleri - 4 Kasım 2025