Trump’tan nükleer gözdağı: Medvedev’in sözlerine karşı denizaltı hamlesi
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve eski Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev’in sert açıklamalarına karşılık iki nükleer denizaltının “uygun bölgelere” konuşlandırılması talimatını verdi. Trump, bu adımı Medvedev’in kışkırtıcı sözlerine karşı “olası bir önlem” olarak değerlendirdi.
Gerginlik artıyor
Trump, Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, “Sözler çok önemlidir ve bazen istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Umarım bu da onlardan biri olmaz,” dedi. Hangi denizaltıların nereye gönderildiği ise ABD protokolü gereği açıklanmadı. Uzmanlar, bu hamlenin sembolik bir mesaj niteliğinde olduğunu belirtiyor.
Gerilim, Trump’ın Ukrayna savaşını sona erdirmek için Moskova’ya verdiği süreleri kısaltmasıyla tırmandı. Temmuz ayında 50 gün süre veren Trump, bunu 10 güne çektiğini duyurdu ve sürenin dolması halinde sert yaptırımların uygulanacağını açıkladı. Medvedev ise sosyal medyada yaptığı paylaşımda Trump’a tepki gösterdi: “Trump’ın ültimatom oyunu tehlikeli. Rusya ne İsrail ne de İran. Her yeni ültimatom, sadece Ukrayna’yla değil, Trump’ın kendi ülkesiyle savaş tehdididir.” Ayrıca Trump’a “Uykucu Joe’nun yoluna gitme” diyerek ABD Başkanı Joe Biden’a da gönderme yaptı.
Trump’tan sert karşılık
Medvedev’in açıklamalarına sert yanıt veren Trump, “Aptalca ve kışkırtıcı sözler söylediyse, biz de halkımızı korumak zorundayız,” dedi. Eski Rus lideri “başarısız” olarak nitelendiren Trump, “Kendisini hâlâ devlet başkanı sanıyor. Dikkatli olsun, tehlikeli bir alana giriyor,” ifadelerini kullandı.
Trump ayrıca, Vladimir Putin’in barış görüşmelerine isteksiz yaklaştığını ve sivil hedeflere yönelik saldırıların sürdüğünü vurguladı. “Eve gidip eşime ‘Putin’le harika bir konuşma yaptım’ diyorum, ama o sırada bir şehir daha bombalanıyor,” diyerek hayal kırıklığını dile getirdi.
Moskova’dan henüz resmi tepki yok
Trump’ın bu hamlesine Moskova yönetiminden henüz resmi bir yanıt gelmedi. Ancak açıklamalar sonrası Moskova Borsası sert düşüş yaşadı. Bu gelişmeler, iki nükleer süper gücün liderleri arasında sözlü savaşın daha da tırmanabileceğinin işareti olarak yorumlanıyor.