Zirai ilaçlamaya dikkat: “Sadece zararlılar değil, ekosistem de ölüyor!”

Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden, pestisitlerin bilinçsiz ve doz aşımıyla kullanımının, yalnızca zararlı böcekleri değil ekosistemin dengesini koruyan faydalı türleri de yok ettiğini belirterek uyarıda bulundu. “Bazı tarım ilaçları, doz aşımında kullanıldığında insanlara ve diğer canlılara büyük zarar verebilir” diyen Prof. Dr. Özden, “Kimyasal bağımlılığı azaltmak sadece doğayı değil, tarımın geleceğini de güvence altına alır” ifadelerini kullandı.

Kimyasal ilaçların kullanımında etikette belirtilen dozlara titizlikle uyulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özden, yaprak biti veya pamuklu bit gibi zararlılarla mücadelede dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. İlaçlama sonrası belirli süre bahçeye girilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Özden, ayrıca yanlış uygulamaların önlenmesi için yerinde denetimlerin de artırılması gerektiğini vurguladı.

Tarım zararlılarıyla mücadelede kullanılan kimyasal maddeler olan pestisitlerin yumuşak doku kanserini tetikleyebileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Özge Özden, bu tür ilaçlamaların, zararsız birçok faydalı böceği ve arıları da yok ettiğini söyledi. Prof. Dr. Özge Özden, “Pestisit uygulaması hala cazip görülüyor. Üniversite mezunlarından diğer vatandaşlara kadar pek çok kişi, ne yazık ki kendi bahçesinde ürettiği ürünlerde bile zirai ilaç kullanıyor” dedi.

Doğal mücadele yöntemlerini tercih edin!

Pestisitlerin; özellikle bitkilerde zararlı böcek, mantar ve otlarla mücadele amacıyla kullanılan kimyasal maddeler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özge Özden, “Pestisitler, toprağa, suya ve havaya karışarak çevre kirliliğine yol açıyor; uzun vadede ise insanlarda solunum yolu rahatsızlıklarından kansere kadar pek çok sağlık sorununa zemin hazırlayabiliyor. Bu nedenle pestisit uygulamalarında dikkatli olunması, mümkünse alternatif ve doğal mücadele yöntemlerinin tercih edilmesi gerek” dedi.

İlaçlamada doğal mücadele yöntemlerine de değinen Prof. Dr. Özge Özden, “Kimyasal yerine biyolojik mücadele yöntemleri, yararlı böceklerin kullanımı, bitki sağlığını güçlendiren organik çözümler ve zararlı popülasyonunu kontrol altına alan kültürel uygulamalar yaygınlaştırılmalı” dedi. “Bahçede çok kültürlü tarım uygulaması yapılırsa, güzel bir ürün deseni oluşturulmuş olur ve de biyolojik çeşitliliği destekleyen tarım modeli kurulmuş olur” diyen Prof. Dr. Özden, bu durumu örneklerle açıkladı. Prof. Dr. Özge Özden, “Domatesle soğan ve marul aynı alanda çok iyi bir şekilde yetiştirilebilir. Farklı bitki gruplarını temsil eden sebzeler olduğu için bahçe daha az zararlı böcek barındıracaktır. Bunun yanında; soğanın bazı böcekleri ortamdan uzaklaştırma özelliği vardır. Doğanın dengesini koruyacak yöntemler, tarımsal verimliliği ve halk sağlığını güvence altına alır” dedi.

Doğal mücadele teknikleri toprağın verimliliğini korur


Doğal mücadele tekniklerinin maliyet açısından sanıldığı kadar yüksek olmadığını ve uzun vadede ekonomik kazanç sağladığını belirten Prof. Dr. Özge Özden, “Doğal mücadele teknikleri toprağın verimliliğini korur, kimyasal girdi ihtiyacını azaltır. Böylece üretim maliyetleri düşerken ürün kalitesi ve pazar değeri artar” ifadelerini kullandı. Biyolojik ve organik uygulamaların tüketiciler için de güven oluşturduğunu, bunun da özellikle ihracatta önemli bir avantaj sağladığını vurgulayan Prof. Dr. Özden, “Bugün atılacak küçük adımlar, yarının sağlıklı topraklarını, temiz suyunu ve zengin biyolojik çeşitliliğini koruyacak. Kimyasal bağımlılığı azaltmak sadece doğayı değil, tarımın geleceğini de güvence altına alır” dedi. 

Önceki
Önceki

Kapıkule'deki iki operasyonda 245 kilo 932 gram esrar ele geçirildi

Sonraki
Sonraki

Lefkoşa – Girne ana yolunda araç yandı