Tatar: “New York’ta altı yeni iş birliği önerisi sunduk, dört girişim için çalışmalara başlayacağız”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’taki 5+1 gayrıresmi Kıbrıs Konferansı’nda, deprem hazırlığı, mikroplastik temizliği, kültürel miras ve kayıp şahıslara destek, hava kalitesinin izlenmesi ile su kaynaklarının yönetimi ve uyuşturucuyla mücadele olmak üzere toplam altı iş birliği önerisi sunduklarını kaydetti.
Tatar, dört konuda yakın zamanda çalışmaların başlayacağını duyurdu.
Dört yeni sınır kapısı açma girişiminin, adadaki iki halkın günlük yaşamını iyileştirecek en somut adımlardan biri olduğunu belirten Tatar “Ancak ne yazık ki hayata geçirilemedi. Sayın Hristodulidis iki yeni kapı önerisi sözünü tutmadı” dedi.
Rum liderliğinin, yeni sınır kapıları konusunda “güneyden güneye koridor” dayatmasında ısrar ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının ısrar ettiği formüle ilişkin “Bunlar gerçek sınır kapısı değildir.” vurgusu yaptı. Tatar, bunun yanında ara bölgeden geçiş talebine ilişkin Rum tutumu yüzünden bir komplikasyon yaşandığını ve çözüm bulunamadığını kaydederek, bu basit soruna çözüm bulunmuş olması halinde bugün kapıların açıklanabileceğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Tatar, mart ayındaki gayrıresmi konferansta mutabık kalınan güven yaratıcı önlemlerle ilgili ilerleme sağlamakta kararlı olduğunu vurguladı ancak son dönemde, özellikle mülkiyet konusunda Güney Kıbrıs kaynaklı yaşanan bazı gelişmelerin bu atmosferi zedelediğini kaydetti.
Tatar “Eğer yeni, resmi bir müzakere süreci başlatılacaksa, bu süreç sahadaki gerçeklere dayanmalı ve iki tarafa eşit, adil ve onurlu bir şekilde davranmalıdır.” vurgusu yaptı.
Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) ev sahipliğinde New York’ta düzenlenen Kıbrıs Konulu Genişletilmiş Formatlı Gayriresmi Toplantı kapsamında yapılan görüşmelerin ardından BM Merkezi’nde ve daha sonra Türkevi'nde basın açıklaması yaptı.
- “Olumlu, yapıcı ve ileriye dönük bir gündemle geldik”
Tatar, uluslararası basına İngilizce yaptığı açıklamada, New York’a sadece mart ayında Cenevre'de BM Genel Sekreteri'nin huzurunda yapılan gayrı resmi toplantıda başlatılan girişimlerde ilerleme kaydetmek değil, aynı zamanda çok ihtiyaç duyulan kültürel işbirliğinin oluşturulmasına ve Kıbrıs Türk ve Rum halkları arasında güven tesis edilmesine katkıda bulunacak yeni girişimler ortaya koymak amacıyla, olumlu, yapıcı ve ileriye dönük bir gündemle geldiğini kaydetti.
Mart ayında üzerinde mutabakata varılan altı girişimde ilerleme kaydedilmesi konusundaki kararlılığını her zaman koruduğunu belirten Tatar, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ifade ettiği yeni atmosferin altı girişimin tamamında iki halkın yararına olacak somut sonuçlar sağlayacağını ümit ediyorduk ve Rum tarafının da bu atmosferin korunması için elinden geleni yapacağına inanıyorduk.” dedi.
- “Rum tarafının eylemleri iki halkın ilişkilerine zarar veriyor”
Bugünkü görüşmelerinde Cenevre toplantısının ardından adada yaşanan gelişmelere ilişkin hayal kırıklığını ifade ettiğini söyleyen Tatar, Kıbrıs Rum Liderliğinin Kuzey Kıbrıs’taki mülklere ilişkin tutuklama kararlarını hatırlattı ve şunları kaydetti:
“Rum tarafının eylemleri iki halkın ilişkilerine zarar vermektedir ve ekonomimize zarar vermeyi amaçlamaktadır. Bir yandan güven yaratılmasına ve insanlar arasında temas ve etkileşimlerin geliştirilmesi üzerinde çalışırken, Kıbrıs Rum Liderliğinin bu eylemleri Kıbrıs Türklerini endişelendirmekte, baskı altına almakta ve tehdit etmektedir. Birçok Kıbrıslı Türk, Güney Kıbrıs'a geçmelerı̇ veya yurtdışına seyahat etmelerı̇ halı̇nde tutuklanma veya gözaltına alınma korkusu yaşamaktadır. Tüm bunlar, Kıbrıslı Rumların taşınmaz mallar ı̇çı̇n başvurabı̇ldı̇klerı̇, etkı̇n bı̇r ı̇ç hukuk yolu olan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesı̇ tarafından da onaylanan Taşınmaz Mal Komı̇syonu'nun varlığına rağmen gerçekleştı̇rı̇lmektedı̇r.”
KKTC Cumhurbaşkanı olarak halkını korumanın görevi olduğunu kaydeden Tatar, bunun yanında adada sürdürülebilir bir gelecek için çalışmayı da görevi olarak gördüğünü belirtti, bu nedenle bugüne kadar itidalli davranarak, karşılıklı eylemde bulunmadığını vurguladı.
Mülkiyetle ilgili girişimlerin Kıbrıslı Rumlarda, Kıbrıslı Türklere karşı olumsuz duyguları tetiklediğinin de görüldüğünü ifade eden Tatar, yapılan resmi açıklamalara bakıldığında, bu sürecin “amaçlanmış” olabileceğinin anlaşıldığını ve bu durumun endişe verici olduğunu dile getirdi.
- “Yaşananlar bizi birbirimizden uzaklaştırma tehdidi yaşıyor”
Tatar, “Bu olumsuz duygular bizi birbirimizden ve güven inşa etmekten daha da uzaklaştırma tehdidi taşıyor. Bu nedenle söz konusu eylemler çok geç olmadan durdurulmalıdır.” dedi.
Kıbrıs Rum liderliğinin, yabancı devlet temsilcilerinin Kıbrıs Türk tarafıyla temas kurmasını engellemek amacıyla sistematik bir kampanya da başlattığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
“Halkıma yönelik bu izolasyon ve sindirme politikasının, bu yeni atmosferde inisiyatifler konusunda ilerleme kaydetme hedefimize hizmet etmediği gibi, adadaki iki taraf arasında elverişli bir atmosfer yaratılmasına da imkan vermemektedir. Bu politika, Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Rum halkını birbirinden daha da uzaklaştırmaktadır. Eşitlikten ne kadar az korkarsak, arzu edilen iş birliği kültürünün yaratılmasına ve dolayısıyla Kıbrıs adası için sürdürülebilir bir geleceğe o kadar yaklaşmış oluruz.”
- “51 yıldır varlığını sürdüren iki halkın iradesini yansıtan iki devlet ve iki demokrasi var”
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ta son 51 yıldır varlığını sürdüren Kıbrıs Türk halkı ve Kıbrıs Rum halkının iradesini yansıtan iki devlet ve iki demokrasi olduğunu kaydederek, gelecekteki herhangi bir sürecin ancak iki tarafın egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü gibi haklarının yeniden teyit edilmesiyle başlatılabileceğini belirtti. Tatar “Eğer yeni, resmi bir müzakere süreci başlatılacaksa, bu süreç sahadaki gerçeklere dayanmalı ve iki tarafa eşit, adil ve onurlu bir şekilde davranmalıdır.” vurgusu yaptı.
Kıbrıs Rum tarafının izolasyon politikasına rağmen, aklın ve mantığın galip gelmesi umuduyla olumlu bir yaklaşım ortaya konulduğunu ve bazı başarılar elde edildiğini söyleyen Tatar, Cenevre toplantısının ardından kurulan Gençlik Teknik Komitesi’ne dikkat çekti.
Tatar, bunun yanında, mezarlıkların restorasyonu ve iklim değişikliği konusunda çalışmaların sürdürüldüğünü hatırlatarak, özellikle mayınların temizlenmesi konusunda görüşlerinin net olduğunu, “mayından arındırılmış bir Kıbrıs” için çalışmalarını kararlılıklarını sürdürdüklerini kaydetti.
Ara bölgede güneş enerji̇si̇ santrali̇ kurma gi̇ri̇şi̇mi̇nin de ortak fayda ve çevresel i̇şbi̇rli̇ği̇ i̇çi̇n umut vaat ettiğine işaret eden Tatar, ancak, Kıbrıs Rum tarafının üreti̇len elektri̇ği̇n doğrudan kontrol edi̇lmesi̇ ve sadece kendi̇ şebekeleri̇ne aktarılması konusundakı ısrarının ilerlemeyi engellediğini belirtti, bu noktada dengeli bir düzenleme çağrısında bulundu.
- “Haspolat ve Akıncılar önerimi tekrarlıyorum”
Sınır kapılarına ilişkin de konuşan Tatar, şunları kaydetti:
“Dört yeni geçiş noktası açma girişimi, en fazla Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum halklarının günlük yaşamlarını doğrudan etkileme potansiyeli olan girişimlerden biri olmasına rağmen hayata geçirilemedi. Maalesef sayın Hrı̇stodulı̇dı̇s ı̇kı̇ yenı̇ sınır kapısı önerme sözünü yerı̇ne getı̇rmedı̇. Ben, Haspolat ve Akıncılar'da her ı̇kı̇ taraf ı̇çı̇n de faydalı olacak ve Metehan'dakı̇ trafı̇k sıkışıklığını gı̇derecek araçlı geçı̇ş noktalarının açılmasına ı̇lı̇şkı̇n somut önerı̇mı̇ tekrarlıyorum. Kıbrıslı Rum Lider, geçiş noktası olmayan 'güneyden güneye' geçiş koridoru konusunda katı tutumunu koruyor.”
Hrı̇stodulı̇dı̇s’in ara bölgeden geçiş talebinde ısrarcı olduğunu ancak bunun asker için uygun olmadığını kendisine ifade ettiğini kaydeden Tatar, bu sorunun çözülmesiyle dört kapının da açılabileceğini belirtti, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin, kişisel temsilcisine konunun yeniden tartışılmasına yönelik görev verdiğini söyledi.
Bu konulardaki yaklaşımının her zaman sadece kendi halkına karşı değil, Kıbrıs Rum halkına, adaya ve bölgeye karşı sorumluluk duygusuyla şekillendiğinin altını çizen Tatar, bu kapsamda yeni önerdiği girişimleri şu şekilde sıraladı:
“Kıbrıs adasının deprem haritasının çizilmesi, mikroplastiklerin temizlenmesi, iki liderin ortak fon toplayarak kültürel miras ve kayıp şahıslar konularına destek vermesi, hava kalitesi izleme, tatlı su kaynaklarının ortak yönetimi ve uyuşturucuyla mücadele iş birliği”
- “Sivil toplum için danışma organı, kültürel eserlerin paylaşımı…”
Tatar, bunun yanında, bir sonraki toplantıya kadar, sivil toplum için danışma organının kurulması, kültürel eserlerin paylaşımı, hava kalitesi izleme girişimi ve mikroplastiklerin temizlenmesine ilişkin adımlar üzerinde görüşüleceğini açıkladı.
Konumların ve beklentilerin bir kez daha ifade edilme şansının elde edildiği bir görüşme olduğunu ifade eden Tatar, katkı koyan ve katılım gösteren yetkililere teşekkürlerini sundu.
- Sorular
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Tatar, yapılan çalışmalar konusunda olumlu olduklarını ve ilerleme kaydettiklerini belirtti, ancak “ara bölgedeki komplikasyon” nedeniyle bugün sonuç alınamadığını ifade etti. Tatar, “Bu komplikasyonu çözseydik, bugün kapıları duyurmuş olacaktık. Ancak bu basit soruna çözüm bulamadık.” dedi.
Mayınlı bölgelerin temizlenmesine ilişkin soruya ise Tatar, amaçlarının mayından arınmış bir adayı başarmak olduğunu kaydetti, ancak Kıbrıs Rum tarafının bazı yerlerinin temizlenmesini, ancak bazı yerlere dokunulmamasını istediğini , bunun da sorun yarattığını söyledi.