Umut, Yeniden Yeşeren Bir Cümledir…

Zaman zaman hepimiz karanlık dönemlerden geçeriz. Günler birbirine benzer, hiçbir şey değişmeyecekmiş gibi gelir. İnsan bazen kendi gölgesinden bile yorulur. Ama sonra bir sabah, bir kuş sesi, bir gülümseme, bir çocuk kahkahası… Hayatın hâlâ akmaya devam ettiğini hatırlatır. İşte umut tam orada filizlenir: Sessiz, inatçı ve bir o kadar da güçlü.

Umut, gösterişli bir kelime değildir. Göz kamaştırmaz, ses çıkarmaz. Ama varlığını kalbin en derin yerinde hissettirir. Çünkü umut, insanın “yine de olacak” diyebilme cesaretidir. Ne kadar düşsek de, yeniden kalkabileceğimize inanmak… İşte insanı insan yapan budur.

Zor zamanlarda umut etmek bazen safça bulunur. “Gerçekçi ol” derler. Oysa umut, gerçekliğe meydan okumak değildir; onu yeniden şekillendirmektir. Karanlıkta bile bir ışık aramaktır. Çünkü karanlık, sadece ışığın yokluğu değil; inancın da sönmesidir.

Toplum olarak da buna ihtiyacımız var.

Birbirine güvenen, omuz veren, “olur” diyebilen insanlara… Umut bulaşıcıdır. Birinin inancı, başkasına cesaret verir. Bir tebessüm, bir söz, bir iyilik umudu yeniden hatırlatır.

Unutmayalım: Umut, ertesi güne kalan bir cümledir.

Bir günün sonunda “belki yarın” diyebilmek, hayata tutunmanın en sade hâlidir.

Ve bazen bütün bir yaşam, o küçük “belki”nin içinde saklıdır.

Umut dolu güzel günlere… 

Önceki
Önceki

Gazete Manşetleri - 21 Ekim 2025

Sonraki
Sonraki

Erdoğan, Erhürman’ı arayarak tebrik etti